Her yer Hopa!
Metin Lokumcu’nun katledilmesi 31 Mayıs günü Mersin, Adana, Eskişehir, Antakya, Bursa ve İzmir’de protesto edildi.
Antakya
Antakya’da yapılan eylemde Eğitim Sen Hatay Şubesi önünde toplanan kitle trafiği kapatarak AKP’ye yürüdü. “Polis şiddeti yıldıramaz bizleri!”, “Faşizme karşı tek yumruk tek barikat!” sloganlarıyla yürüyen kitle ile polis arasında arbede yaşandı.
AKP il binası önüne gelindiğinde kitle “İşte burası katillerin yuvası!” sloganını attı. AKP’liler ise kitleyi taciz etti ve basının görüntü almasına müdahale etti.
Açıklamanın ardından tekrar aynı güzergahtan yürüyüşe geçildi. Yolun trafiğe kapatılması üzerine müdahale etmek isteyen polisle kitle arasında yeniden arbede yaşandı. Eylem Saray Caddesi’nde son buldu.
Eskişehir
Adalar’da biraraya gelen ilerici ve devrimci güçler AKP il binası önüne yürümek istedi. Yürüyüşün polis barikatıyla engellemesi üzerine kitle oturma eylemi yaparak bu tutumu protesto etti. Yapılan görüşmelerin ardından polis barikatı AKP’ye yakın bir yere çekildi. Burada yapılan açıklamanın ardından Metin Lokumcu anısına saygı duruşunda bulunuldu. Eylemin sonunda kitle polis barikatını ve AKP il binasını yumurta yağmuruna tuttu.
Bursa
Bursa AKP il binası önünde yapılan eylemde binaya ve polise yumurta atılması üzerine polis kitleye saldırdı. Eylem saldırının ardından son buldu.
Adana
İnönü Parkı’nda yapılan eylemde Eğitim Sen ile ilerici ve devrimci kurumlar yer aldı. Basın açıklamasını gerçekleştiren Eğitim Sen Adana Şube Başkanı Kamuran Karaca, “AKP’nin ileri demokrasisine bir öğretmen daha şehit verilmiştir” dedi.
İzmir
Eski Sümerbank önünde toplanan kurumlar AKP il binasına yürüdü. Yürüyüş boyunca atılan sloganlarla polis ve AKP terörü lanetlendi. “Faşizmi döktüğü kanda boğacağız!”, “Hopa faşizme mezar olacak!”, “AKP mezara halk iktidara!” sloganlarının atıldığı eylemde basın açıklamasını ÖDP il yöneticisi Yüksel Keleş gerçekleştirdi.
Mersin
Sendikalarla ilerici ve devrimci güçler Mersin KESK binası önünde toplanarak yürüyüş gerçekleştirdi. Yaklaşık 200 kişinin katıldığı eylemde Taşbina önünde basın açıklaması gerçekleştirildi.
Ağızlarından irin akıyor!
Hopa sonrası gerçekleştirdiği Trabzon mitinginde “Hopa’ya eşkiyalar inmiş” sözleriyle polis terörünü meşrulaştırmaya çalışan Erdoğan, 1 Haziran günü İstanbul’da Haliç Kongre Merkezi’nde 2023 Proje Tanıtım Toplantısı’nda benzer açıklamalarda bulundu.
Düzenin bilindik demagojisine yaslanarak emekçilerin haklı ve meşru tepkilerini “suç” olarak nitelendiren Erdoğan, “Hopa’da dünkü mitingden bir gün önce illegal örgütlerle bize pres yapma cüretine girdiler. Bunlar düşüncelerine inanmıyorlar. Çünkü bunlarda düşünce yok, fikir yok” dedi.
“Güvenlik gerekli müdahaleleri yapıyor” sözleriyle katliamcı polislerin sırtını sıvazlayan Erdoğan, Lokumcu’nun katledilmesinin ise “üzerinde bile durmadı”. Lokumcu’nun adını dahi ağzını almamaya dikkat eden Erdoğan, “Tabi bu arada bir tanesi de kalp krizi geçirerek ölmüş, kimliğini bilmiyorum, üzerinde durmaya da gereğini duymuyorum” açıklamasıyla emek ve emekçi düşmanı yüzünü tüm çıplaklığıyla bir kez daha dışavurmuş oldu.
Polis terörü Yazıcı’yı kesmedi!
Devlet Bakanı Hayati Yazıcı da Hopa’daki olaylara ilişkin 31 Mayıs günü Rize’de basına açıklamalarda bulundu. Kitleye azgınca saldıran polisin yaralanmasıyla ilgili şunları söyledi: “Bir polisimiz yaralanmıştır. Bunlar üzüntü vericidir”. Bu duruma “içerleyen” Yazıcı, polis terörü sonucu yaşamını yitiren emekli öğretmen Metin Lokumcu’dan ise hiç bahsetmemeyi tercih etti.
Ortada bir “güvenlik zaafiyeti” olduğunu söyleyerek azgın polis terörünü yeterli bulmayan Yazıcı, “Güvenlik güçlerimiz bu tür unsurlara, bu tür eylem ortaya koyanlara göz açtırmamalı ve prim vermemelidir” sözleriyle polisleri yeni saldırı ve katliamlar için adeta teşvik etmiş oldu.
Kurumlardan Hopa tepkisi
Emek ve meslek örgütleri Metin Lokumcu cinayetinin ardından polis terörüne dikkat çeken açıklamalar yaptı.
Eğitim Sen
Eğitim Sen Merkez Yönetim Kurulu yaptığı yazılı açıklamada Metin Lokumcu’nun Eğitim Sen’in eski üyesi olduğunu belirtti. Kendisinden başka hiçbir kimliğe, ideolojiye yaşama hakkı tanımak istemeyenlerin Metin Lokumcu’yu gazlara boğarak, onun ölümüne yol açtığı söylenirken, AKP‘nin polis şiddetini pekiştirmek için elinden gelen her şeyi yaptığına dikkat çekildi. Bu cinayetin siyasal sorumluluğunu çoktan üzerine aldığı belirtildi.
DİSK
DİSK İstanbul Merkez Temsilciliği’nin yaptığı açıklamada şunlar söylendi: “AKP hükümeti’nin ileri demokrasisinin geçmiş kimi örnekleri; 1 Mayıs’larda DİSK binasına yapılan saldırı, Torba Yasa’yı protesto eden işçilere Ankara’da yapılan saldırı, TEKEL işçilerine yapılan saldırılardır. Bugün Hopa halkına yapılan saldırı bir kez daha teyit etmiştir ki; AKP hükümeti, ülkemiz emekçileriyle çatışma halinde faşist rejimini inşa etmek istemektedir. Bu doğrultuda ülkemizin bütün kurumlarını; üniversite, yargı, emniyet vb. kendine, emperyalizm ve gericiliğe biat ettirip, halkın üzerine salmaktadır. Hopa’da yapılan saldırı, gelecek olanların habercisidir. Ülkemize ve emekçilerine AKP’nin vaadettiği gelecek emekli öğretmen Metin Lokumcu arkadaşımızdan farklı değildir.”
TTB
Gösterilerde kullanılan gazların ölümcül sonuçları olan kimyasal silahlar olduğuna dikkat çekilen TTB açıklamasında hastane bahçelerinde, cezaevi gibi kapalı alanlarda kullanılan gaz bombalarının etkisinin deneyimlerle sabit olduğu belirtildi. Son olarak Hopa’daki cinayet hatırlatıldı.
İçişleri, Savunma ve Sağlık Bakanlıkları’nı kullanılan gazlara ilişkin ivedilikle önlem almaları, halkın üzerine silah sıkılmasına son vermeleri için uyaran TTB, “Toplumsal gösterilerde kimyasal silah olan gazların kullanılması kesinlikle çok sakıncalıdır, hatta öldürücü olduğu ülkemizdeki uygulamalarında da ne yazık ki kanıtlanmıştır. Üstelik her tür toplumsal olayda kontrolsüz biçimde, aşırı miktarda, kısa ve çok kısa mesafeden uygulanması ‘alışkanlık’ haline getirilmiştir. Türk Tabipleri Birliği, bu durumu çok derin bir kaygıyla karşılamakta ve kabul edilemez bulmaktadır” dedi. |